Raket tutuşu zaman içinde sürekli belli evrimler geçirmiştir. Mesela ben tenisle ilk tanıştığımda raketi, kullanmadığınız(baskın olmayan el) elle kortun fens teline koyup diğer ellinizle telden tutarak gösteriliyordu. Özetle; raketi tele yapıştır diğer elinle tut, budur.
Sonra raketi kortun zeminine eğilip koy ve baskın olan elle yerden alıp sıkıca kavra falan gibi evrim geçirdi. Daha sonraları baş ve işaret parmağınızı V şeklinde açıp, tam merkezine kalemle bir cizgi koyarlardı, o çizgi de raketin sekizgen köşesine denk gelecek diye gösterilirdi. Buraya kadar sadece raket tutuş sürecinin geçmişini izah ettim bana göre hepsi çöp bilgi ama yine de genel kültür olarak cepte dursun.
Raket, bir insanla tokalaşır gibi tutulur. Bütün tenis raketlerinin dibinde bir çıkıntı vardır. Raketi kavrarken elinizi iyice dibine kadar indirip, bileği sağa sola bükmeden tokalaşarak tutmak en doğrusudur. Raketi tutarken ne çok sıkacaksınız ne de gevşek bırakacaksınız. Eğer çok sıkarsanız, karşıdan gelen sert toplarda vuruşlarınız anormal reaksiyonlar verebilir. Bu biraz da vuruşlarınızda ustalaşmanızla ilgili bence. Karşınızdaki partnerinizle ya da duvarda bol bol hayattan soğuyana kadar : ) antrenman yapmalısınız. Her vuruşta; “şimdi raketi çok yamuk tuttum”, “şimdi çok sıktım”, “şimdi elim yanlış yerdeydi” gibi sorgulamak çok önemli. Raketi bir sopa gibi gelişigüzel savurmamaya çok dikkat edin.
Raketi tutarken parmaklar, vuruşun başından sonuna kadar kapalı olmalı. Bunu bir asma kilit gibi düşünün. Parmak kilidiniz hep kapalı olacak. Tam raketle topun buluşması sırasında parmakları açmamaya özen göstermelisiniz. Zira yeni başlayanlarda en sık yapılan hata budur.