Tenis, fiziksel yapısı itibariyle çok farklı bir spordur. Basketbol, voleybol, futbolda kocaman toplar ve sahada bir sürü oyuncu, teniste ise küçücük bir top ve kocaman bir saha var… Teniste hiçbir top size birbirinin aynısı gelmez/gelemezz. Bu imkansızdır! topu benzer noktaya atabilirsiniz ama asla aynı noktalara atamazsınız. Maç yaparken işler yolunda gidiyorsa bunun belli başlı temel nedenleri vardır.
1 – Ayak hareketleri
Teniste olmazsa olmaz, oyunun kaderini belirleyebilecek en önemli etkenlerden birisi ayakların çalışmasıdır. Bir oyuncunun vuruşları bozuk, oyunu kötüyse bunu düzeltmeye önce ayaklardan başlanır. Aklınızda kalması için; Trafik ışıklarına gelince nasıl arabanın kontağını kapatmıyorsak, sahada da armut gibi hareketsiz durmamalıyız. Araba rölantide olduğu için kalkışı, kontağı açıp motoru çalıştırıp gitmesinden daha kolay olur. Sizin de sahada topu beklerken karşılarken çok minik minik de olsa topuklarınız yere değmesin, ufak ufak hareket edin devamlı. Tenis maçı izlerken oyuncuların vuruşlarından ziyade arada sırada ayak hareketlerine bakın ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
2- Zayıf noktalar
Nasıl ki her insanın belli zayıf noktaları varsa teniste de rakibinizin zayıfı, kullanmadığı tarafıdır. Oyuncu solaksa sağ, sağlaksa solu daima zayıftır. İsterse dünya şampiyonu olsun %1 bile olsa mutlaka kullanmadığı tarafı zayıftır. Karşınızdaki acemi ya da orta seviyede bir oyuncuysa bol bol zayıf olan tarafına çalışarak işi kestirmeden bitirebilirsiniz. Voleye gelen oyuncular için de bu geçerlidir ve volede zayıf tarafına atıp avlamak çok daha kolay ve garantidir. Voleye gelen solak oyuncunun soluna top atarsanız hata yaparsanız.
3- Mental dayanıklılık Hepimiz mutlaka karşılaşmışızdır; hatalı bir vuruş ve haybeye kaybebilen bir sayı sonrası raketini yere vurup kırıp parçalayanları. Oyunda son sayı oynanana kadar mental olarak sabırlı ve rahat olunmalı. Bir hata yapıp buna kafayı takar içinizden söylenirseniz hemen akabinde yeni hatalar peşinden gelecektir. Yapılan bir araştırmada bazı oyuncuların maça konsantre olmak için sevdikleri bir şarkının nakaratını içlerinden durmadan tekrar tekrar söylediklerini ortaya koymuş. Konsantrasyon ve motivasyon ikilisinin başarılı sonuç getirme olasılığı çok yüksektir. Hata yaparsanız kaybetiğiniz o sayıyı o saniyede unutacaksınız. Nasıl oldu, nasıl yaptım diye düşünürseniz iyice demoralize olursunuz.
4 – Kondisyon Özetle açıklayacak olursak, sportif bir aktivite boyunca vûcudunuzun gösterdiği fiziksel dayanıklılık kondisyondur. Kondisyonsuz olmakla antrenmansızlık hemen hemen aynıdır. Bir spor müsabakasında doğal olarak kondisyonun yeri ve önemi büyüktür. Genellikle masa başı işte çalışanlar kondisyonsuzluktan çok şikayet ederler. Halbuki kondisyon tutmak sanıldığı gibi haftalar aylar alan uzun zahmetli bir iş değildir. Spor salonuna üye olmadan evde de kondisyon tutabilirsiniz. Mesela her sabah uyanıktan sonra kahvaltıdan önce yatakta mekik çekin, streching yapın. Kendinizi fazla hırpalamadan mekik çektip, kaslarınızı esnettikten sonra kedi gibi dört ayak olup bacaklarınızı belinizi çalıştırın, biraz da omuz ve kol hareketleri yaparsanız çalışmayan kas gruplarını harekete geçirdiği için bu bile etkili olacaktır. Kondisyon çalışmaları için internette bir çok kaynak bulabilirsiniz. Korta çıkmadan en az beş dakika önce de çevresinde bir iki tur koşup streching yapmanızı öneririm. Nasıl ki arabayı çalıştırırken otuz kırk saniye kadar motorun ısınmasını bekliyorsak, antrenman/maçtan önce de vücudunuzu ısıtmalısınız yoksa sakatlık ve yenilgi kaçınılmazdır.
DEVAMI GELECEK
“sahada da armut gibi hareketsiz durmamalıyız” kısmına çok güldüm :))